Epitelial over kanserleri (yumurtalıkkanseri) gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde halen jinekolojik kanserler içinde en önemli mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Amerikan Kanser Derneği 1999 yılında 25.200 yeni over kanseri vakası tespit edildiğini ve bunların 14.200’nün hastalıkları nedeniyle öldüğünü rapor etmiştir . Geçen dekadda, yeni tanı konan over kanseri vakaları %30, over kanserine bağlı ölümler ise %18 oranında artmıştır.

Over kanserinde (yumurtalık kanseri), kliniğin sinsi seyretmesi nedeniyle vakaların erken tanı alması nadiren mümkündür. Hastaların büyük bir kısmı ileri evrelerde tanı almaktadır. Hastalık tespit edildiğinde tedavi yaklaşımı tüm hastaların cerrahi olarak evrelendirilmesi ve gerekiyorsa sitoredüktif cerrahi girişimlerin aynı seansda yapılmasıdır. İleri evre olan hastalarda cerrahi ardından kombine kemoterapi uygulanması bugün için standart tedavi yaklaşımı olarak kabul edilmektedir.

Over kanseri jinekolojik kanser ölümlerinin en sık sebebi olması nedeni ile jinekolojik onkolojide çok önemli bir yer tutar. Kadınlarda görülen kanserlerde en sık 5. kanserdir. Kadınlarda kanser ölümlerinde ise 4. sırada yer alır. En sık kadın genital sistem kanserlerinde ikinci sıradadır.

Epitelyal over kanserlerinin %1’i 20 yaş altındadır. Over kanserleri kadınlarda görülen kanserlerin %4’ünü kadın genital kanserlerinin ise %25’ini oluşturur. Hayat boyunca bir kadının over kanseri geliştirme riski 1/70’dir (%1.5). Ölen her 100 kadından 1’inde sebep yumurtalık kanseridir.

Epitelyal over kanserleri aynı zamanda en sık görülen over malignitesidir.

Over kanseri median yaşı 63’dür.Yaşla birlikte epitelyal over kanserlerinin görülme sıklığı artar. En yüksek görülme sıklığına 75-79 yaş grubunda (54/100,000) ulaşır.30 yaş altında epitelyal over kanseri riski çok azdır. Gelişmiş, endüstriyel ülkelerde daha sık görülmektedir. Ailelerinde over kanseri olanlar over kanseri yönünden en yüksek riskli grubu oluşturur. Postmenopozal hastalarda görülen ovaryen neoplazilerin %30’u malign iken perimenapozal dönemdeki ovaryan neoplazilerde bu sayı %7’dir.Semptom ve Bulgular

Over kanserlerinin erken evrede bulgu vermemesi nedeniyle hastaların çok büyük bir kısmı ileri evrede yakalanmaktadır. Bu nedenle over kanseri “sessiz öldüren (silence killer)”olarak isimlendirilmektedir. Birçok çalışmada erken evre over kanserlerinin ileri evre over kanserlerindekine benzer semptomları olduğu ve sadece hastaların %10’nun asemptomatik olduğu rapor edilmiştir (43,44)Over kanserlerinde en sık görülen semptomlarabdominal şişlik, abdominal ağrı, gastrointestinal semptomlar, kilo kaybı ve vajinal kanamadır. Bu semptomlar son derece nonspesifikdir bu nedenle bu tür şikayetleri persiste eden tüm kadınlarda over kanseri akla gelmelidir. Semptomları persiste eden hastalarda pelvik muayene,CA125 ve TV-USG ile hasta değerlendirilmelidir.

Yumurtalık kanseri (over kanseri ) belirtileri nelerdir ?

-Karın şişliği
-kasık ağrısı
-karında sıvı toplanması
-kabızlık
-dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler
-iştah ve kilo kaybı
-adet düzensizliği veya menapoz sonrası kanamalar
-hazımsızlık gaz sancısı yemek sonrası karın şişmesi gibi dispeptik şikayetler yukardaki şikayetlerden en az 3 ü olan kadınların mutlaka jinekolojik muayeneden geçmesi gerekir.

Over Kanserli Hastaların Başvuru Semptomları

Semptom Erken Evre (%) Geç Evre (%)
Karınşişliği 26.8 24.3
Abdominal ağrı 16.9 10.6
Gastrointestinal şikayetler 14.5 24.2
Vajinal kanama 12.2 11.6
Disüri 9.9 4.7
Yorgunluk/Ateş 4.11 4.6
Dispne/Bel ağrısı 1.8 7.9
Asemptomatik 10.2 2.1

Uygulanacak cerrahi girişim ile, hastalığın kesin histolojik tanısının konulması, aynı seansta gerekli tedavinin yapılması, tümör yaygınlığının ve tüm bu bilgiler ışığında bundan sonraki tedavi aşamalarının belirlenmesi ve prognoz hakkında bir fikre sahip olunması amaçlanmaktadır. Diğer metastatik solid tümörlerden farklı olarak, over kanserlerinin cerrahi sitoredüksiyonu ile, sağ kalımda önemli faydalar sağlanabilmektedır.

İleri evre over kanserlerinde, tedavinin ilk ve en önemli basamağını sitoredüktif cerrahi yaklaşım oluşturmaktadır. 1975’te Griffiths tarafından yapılan bir çalışma ile, cerrahi sonrası kalan rezidüel tümör kitlesi ve sağ kalım arasında ters orantı ilişkisi olduğu gösterilmiş ve pek çok retrospektif çalışma da bunu desteklemiştir .
Bu nedenle, cerrahi sonrası kalan rezidüel tümör kitlesi, ileri evre over kanserli hastalardaki en önemli modifiye edilebilir prognostik faktör olarak kabul edilmektedir. Sitoredüksiyondaki %10’luk bir artış, median sağ kalımda yaklaşık %5’lik bir artış sağlamaktadır.

Bristow ve ark. tarafından yayınlanan bir meta-analizde, ileri evre over kanseri olan hastalarda sitoredüktif cerrahinin yaygınlığı ve rezidüel tümör kitlesinin en önemli prognostik faktörler olduğu belirtilmiştir. Goldie-Coldman hipotezine göre, geride kalan tümör yükü ne kadar az olursa, tümör hücrelerinin kemoterapiye vereceği yanıt o kadar iyi olmaktadır . Optimal sitoredüksiyonda amaç, 1 cm veya daha büyük boyutta olan tüm tümör kitlelerinin eksizyonunun sağlanmasıdır. Eisenkop ve ark. tarafından yapılan bir prospektif çalışmada ileri evre epitelyal over kanserli hastalarda optimal sitoredüktif yaklaşım ile sağ kalımın belirgin derecede uzadığı gösterilmiştir .